Disable Preloader

Düğün Salonu Fotoğraf ve Video hakkında Karar Hukuk Genel Kurulu 2011/13-606 E., 2011/717 K.

Düğün Salonu Fotoğraf ve Video hakkında Karar Hukuk Genel Kurulu 2011/13-606 E., 2011/717 K. hakkındaki yargıtay kararı 2011 yılında karara bağlanmış olup , emsal teşkil ettiği için düğün saloncuları ve organizasyoncular bu karardan faydalanabilirler.

ŞAHSİ MENFAATLERİN HALELDAR OLMASI TAZMİNAT
6100 S. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU [ Geçici Madde 3 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 98 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 49 ]
1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ]
“İçtihat Metni”

 

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; E… 1.Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) davanın reddi/kısmen kabulüne dair verilen 12.08.2010 gün ve 2010/598 E., 2010/477 K. sayılı kararın incelenmesi, davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 16.03.2011 gün ve 2010/15118-2011/4057 sayılı ilamı ile;

(“…

…Davacılardan A…

… İ…

….. Ö…

……, oğlu ve gelini olan diğer davacıların düğünü için davalı Ş…

….. ve O…

……… Limited Şirketine ait düğün salonunu bu davalı ile yaptığı sözleşme ile kiraladığını, sözleşmeye göre dışarıdan fotoğraf ve video çekiminin yapılamayacağı, salonu kiralayan şirketin anlaşmalı olduğu diğer davalı şirket tarafından bu hizmetin verileceğinin kararlaştırılması rağmen düğüne ait video kasetlerinin hatalı çekilmesi nedeniyle teslim edilemediğini ileri sürerek A.. İ…

….. yönünden 207.00.TL maddi ve 5.000.00.TL manevi, S…

….. ve H…

…. için 10.000.00′ er.TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, S…

…. ve H…

….. Ö…

….. bakımından aktif husumet yokluğundan, Ö…

….. F…

……. Limited Şirketi yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davacı A.. İ…

….. Ö…

….. yönünden 205.00.TL maddi ve 2.000.00.TL manevi tazminatın Ş…

…… ve O…

…….. Limited Şirketinden tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı A.. İ…. Ö….’ ün temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacılar S….. Ö…. ve H…. Ö….. yönünden; Dava, davalılar tarafından davacılar S….. ve H…. Ö….’ün evlenme merasimleri ile ilgili video çekiminin sağlıklı olarak yapılamaması ve bu merasimde yaşanılanları gösteren video kasetinin davacılara teslim edilememesi nedeniyle açılan manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece bu davacılar yönünden sözleşmede taraf olmamaları nedeniyle aktif husumet yokluğundan, davalı Ö…

….. F…

…….. Ltd. Şti. Yönünden pasif husumet yokluğundan dolayı davanın reddine karar verilmişse de, Borçlar Kanunu’nun haksız eylem faslında düzenlenen 49.maddesi, aynı Kanun’un 98/2.maddesi yollaması ile sözleşmeye aykırı davranışlarda da uygulanmaktadır. Sözleşme hükümlerine aykırılık hallerinde, bu aykırı davranış, eğer kişilik haklarını ihlal etmişse ve Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde öngörülen koşulların varlığı sabit olursa, o takdirde manevi tazminata hükmedilebilir. Kişinin onuru, saygınlığı gibi kişilik haklarını oluşturan değerlere saldırı halinde manevi bir zarar yani kişilik hak ve değerlerinde irade dışında gerçekleşen bir eksilmenin oluştuğunun kabulü gerekir. Davacılar S….. ve H…. Ö…..’in düğün merasimi için davacı A.. İ…. Ö….’ ün davalı Ş…….. ve O…….. Limited Şirketine ait düğün salonunu bu davalı ile yaptığı sözleşme ile kiraladığı, yapılan sözleşmede, dışarıdan fotoğraf ve video çekiminin yapılamayacağı, salonu kiralayan şirketin anlaşmalı olduğu diğer davalı şirket tarafından bu hizmetin verileceğinin kararlaştırılmasına rağmen bu davacıların evlenme merasimleri ile ilgili video çekiminin davalılar tarafından sağlıklı olarak yapılamadığı ve bu merasimde yaşanılanları gösteren video kasetinin davacılara teslim edilemediği, davalılar ile davacılar S….. ve H…. Ö….. arasında sözleşme ilişkisi olmamasına rağmen davacı A.. İ…. Ö…. tarafından bu davacıların düğün merasimi için onlar adına davalı Ş…….. ve O…….. Hizmet İşletmeleri ltd. Şti. Arasında sözleşme yapılması ve davalıların sözleşme gereğince yapmak zorunda oldukları video çekimini sağlıklı bir şekilde yapmayarak, video kasedini davacılara teslim etmemelerinden dolayı, Ö…..ikle ve doğrudan doğruya davacılar S….. ve H…. Ö….’ün şahsiyet haklarının hukuka aykırı olarak ağır bir şekilde zarar gördüğü dosya içeriği ile anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalınarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalıların kusurlu eylemlerinin davacılarda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesi, istek sahiplerinin toplumdaki yeri, kişiliği, hassasiyet derecesi, saldırının niteliği göz önüne alınarak davacılar yararına davalılar aleyhine makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde bu talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…

…”)

gerekçesi ile yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı A.. İ…. Ö….’ün temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı S….. Ö…. ve H…. Ö……yararına bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacılar H…. ve S….. Ö…. vekili.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, “Düğün Salonu Kira Sözleşmesi”nin eksik ifasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacılar vekili, davacılardan A.. İ…. Ö….’ün, diğer davacılardan oğlu S….. ile gelini H…. Ö….’ün düğünü için davalı Ş….. ve O…….. Hizmet İşletmeleri Ltd. Şti. ile sözleşme yaparak düğün salonu kiraladığı, bu sözleşme uyarınca diğer hizmetler yanında fotoğraf ve video çekimlerinin de kiralayanca sağlanmasının kararlaştırıldığı, bu nedenle davacıların başka bir fotoğrafçı getiremedikleri ve bu hizmetin sözleşme gereğince kiralayan tarafından yapılmasını bekledikleri, ancak düğüne ait fotoğrafların teslim edilmesine karşın iki adet video kasetinin teslim edilmediği, düğünün tekrarlanacak bir olay olmadığı için bunun ikmali olanağının da bulunmadığı, hatta düğünde sağ olup ta daha sonra vefat eden büyüklerin görüntülerinin de bu şekilde kaybolduğu, buna müvekkillerinin çok üzüldüğü, davalı tarafa ihtar da gönderdikleri halde sonuç alamadıkları, iddiasıyla davacılardan A.. İ…. için maddi ve manevi, diğer davacılar içinde manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalılar Ş…

….. ve O…….. Hizmet İşletmeleri Ltd. Şti. ile Ö…

….. F…… Ltd. Şti. vekili, davanın reddini savunmuştur.

Yerel mahkemece, davacı A.. İ…. Ö….’ün, davalı Ş…….. ve O…….. Hizmet İşletmeleri Ltd. Şti. aleyhine açtığı davanın ise kısmen kabulüne; davacılar H…. Ö…..l ve S….. Ö…. yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle, davalı Ö…

….. F…… Ltd. Şti. yönünden de pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, karar verilmiştir.

Davacılar vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçeyle davacı A… İ……’ın hükme yönelik temyiz itirazları reddedilmiş; diğer davacılar S….. ve H…. yönünden ise hüküm bozulmuş; yerel mahkemece önceki kararda ısrar edilmekle hükmü, davacılar vekili temyize getirmiştir.

Maddi olayın açıklanan özelliği, bozma ve direnme kararlarının kapsamı itibariyle davacılardan A.. İ…. hakkındaki maddi ve manevi tazminata ilişkin hüküm, buna yönelik temyiz itirazları reddedilmiş olmakla kesinleşmiş olup; direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; sözleşmede doğrudan taraf olmayan diğer davacılar S….. ve H….’in aktif dava ehliyetleri ile davalılardan fotoğraf ve video çekimini gerçekleştiren şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı; varılacak sonuca göre de davacıların şahsiyet haklarının dava konusu olay nedeniyle Ö…..ikle ve doğrudan doğruya, hukuka aykırı olarak, ağır bir şekilde zarar görüp görmediği; bu davacılar yararına, her iki davalı aleyhine makul bir manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

Öncelikle belirtmekte yarar vardır ki, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun haksız eylem faslında düzenlenen 49.maddesi, aynı Kanun’un 98/2 maddesi yollaması ile sözleşmeye aykırı davranışlarda da uygulanmaktadır.

Sözleşme hükümlerine aykırılık hallerinde, bu aykırı davranış, eğer kişilik haklarını ihlal etmişse ve Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde öngörülen koşulların varlığı sabit olursa, o takdirde manevi tazminata hükmedilebilir.

Kişinin onuru, saygınlığı gibi kişilik haklarını oluşturan değerlere saldırı halinde manevi bir zarar yani kişilik hak ve değerlerinde irade dışında gerçekleşen bir eksilmenin oluştuğunun kabulü gerekir.

Şu hale göre, uyuşmazlığın çözümünde kişilik hakları ile manevi tazminatın tanımı, dayanakları ve koşulları önem taşımakla, ilkin bunlar üzerinde durulmasında yarar vardır:

Kişilik hakkı, kişisel değerlerin tamamı üzerinde geçerli olan ve herkese karşı ileri sürülebilen bir haktır (Zevkliler/ Acabey/ Gökyayla; Zevkliler Medeni Hukuk, Giriş, Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, Aile Hukuku, İzmir 1995, 5.baskı, s.419- Kılıçoğlu, M…..; Tazminat Hukuku, İstanbul 2006, 2.baskı, s. 981). Mutlak haklardandır. Hukuk düzenince korunan kişisel değerlerin tamamı, kişilik hakkının konusunu oluşturur. Kişisel değerler, insanın insan oluşu nedeniyle sahip olduğu vücut, sağlık, yaşam gibi bedensel bütünlüğe bağlı değerler ile ruhsal bütünlük, faaliyet özG..lüğü gibi ruhsal değerleri kapsar (Kılıçoğlu, Ahmet; Hukuksal Sorumluluk, Ankara 1993, 2.baskı, s.6).

Kişinin temelde sahip olduğu, bedensel yapı ve nitelikleri, bir kısmını sonradan kendi davranışlarıyla elde ettiği tüm değer, onur ve saygınlıktır (Kılıçoğlu, Ahmet; Hukuksal Sorumluluk, Ankara 1993, 2.baskı, s.61) ve bu onur ve saygınlığa yapılan saldırı da hukuken koruma altına alınmıştır. Ancak, saldırının hukuki bir hakka dayanmaması da zorunludur. Başka bir anlatımla, hukuka aykırılığı nötralize eden bir hukuka uygunluk nedeni bulunmamalıdır. Aksi halde kişi 4721 sayılı Medeni Kanun’un 24.maddesinden yararlanamaz (Kılıçoğlu, M…..; Tazminat Hukuku, İstanbul 2006, 2.baskı, s. 1050).

Manevi tazminat ise, manevi zararın giderim biçimidir. Herkese karşı korunan kişilik hakkının kapsamına giren değerlerden birinin ihlali halinde doğan mutlak bir haktır (Hatemi, Hüseyin; Sözleşme Dışı Sorumluluk, İstanbul 1993, c. 2, s.102- Kılıçoğlu, M…..; Tazminat Hukuku, İstanbul 2006, 2.baskı, s.943).

Manevi zarar da, bir kişinin kişiliğinde zarar verici fiille meydana gelen olumsuz etkilenmedir. Manevi tazminat için üzüntü/elemin yoğunluk arz etmesi gerekir. Aksi halde, manevi tazminat kavramı işlevinden uzaklaşır (Kılıçoğlu, M…..; Tazminat Hukuku, İstanbul 2006, 2. baskı, s.944).

Hemen burada, sözleşmeye dayalı eldeki davada, davacıların aktif husumet ehliyetinin belirlenmesi noktasında, vekâletsiz iş görme hükümleri de irdelenmelidir:

818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 410 ve devamı maddelerinde tanımını bulan vekâletsiz iş görme, niteliği gereği, iş sahibinin bilgisi dışında gerçekleşen bir olgudur.

İş sahibinin, vekâletsiz görülen işe muttali olmasından sonra, buna icazet (onay) vermesi mümkündür. Bu icazet, açık veya zımni olabilir.

Aynı Kanunun 415.maddesi hükmü gereğince, iş sahibi, vekâletsiz iş görenin bu işine icazet verdiği takdirde, iş gören ile kendisi arasında vekâlet hükümleri geçerli olur. Böyle bir durumda, başlangıçta vekâletsiz iş görme niteliği taşıyan olgunun, verilen icazetle birlikte, yetkili vekilin müvekkili adına yaptığı bir iş haline dönüşeceği ve bu etkinin, işin yapıldığı andan itibaren doğacağı açıktır.

Bu genel açıklamalar ışığında, somut olayın değerlendirilmesine gelince:

Eldeki davada, davacılardan S….. ile H….’in düğün merasimi için davacı Ali İhsan, davalılardan Ş…….. ve O…….. Ltd. Şti. ile akdettiği 04.07.2008 tarihli “Düğün Salonu Kira Sözleşmesi” ile bu davalı şirkete ait düğün salonunu kiralamış; yapılan sözleşmede, dışarıdan fotoğraf ve video çekiminin yapılamayacağı, salonu kiralayan şirketin anlaşmalı olduğu fotoğrafçı tarafından bu hizmetin verileceği ve iki adet videonun tesliminin de bu hizmet kapsamında üstlenildiği, kararlaştırılmıştır. Kiralayanın, sözleşmede fiilini taahhüt ettiği bu fotoğrafçının ise, diğer davalı ÖzG.. Fotoğrafçılık Ltd. Şti. olduğu uyuşmazlık konusu değildir.

Bu kararlaştırmaya rağmen, davacıların evlenme merasimleri ile ilgili video çekimi bu davalı şirket tarafından sağlıklı olarak yapılamamış ve bu merasimde yaşanılanları gösteren video kaseti davacılara teslim edilmemiş ve bu husus sözleşmeye dayanılarak, hem sözleşmeyi akdeden davacı yanca maddi ve manevi, hem de diğer davacılar tarafından manevi olmak üzere eldeki tazminat davasına konu edilmiştir.

Yukarıda açıklanan hukuki kavram ve kurumlar ile somut olayın açıklanan özelliğine göre, davacılar S….. ile H….’in açtığı davanın yasal dayanağının ne olduğu, buna göre aktif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, her iki davalı aleyhine açılan davanın dinlenip dinlenmeyeceği üzerinde durulmalıdır.

Hemen belirtmelidir ki, davacılar S….. ve H…., manevi tazminat taleplerini her iki davalıya da yöneltmişlerdir. Davacıların davadaki sıfat ve dayanağının belirlenmesinde, davacı A.. İ…. ile diğer davacıların kendi aralarındaki hukuki ilişkinin ortaya konulması ve buna bağlı olarak da davacılar S….. ile H….’in davalılar karşısındaki hukuksal konumunun tespiti önem taşımaktadır.

Davacılar S….. ve H…. ile davalı Ş…….. ve O…….. Ltd. Şti. arasında doğrudan yapılmış bir sözleşme bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı A.. İ…., davacılardan S…..’ın babası, H….’in de kayınpederi olup; onların düğün merasimi için davalı ile sözleşme akdetmiştir. Bu sözleşme içerikçe sözleşmenin tarafı A.. İ…. yanında ve daha çok diğer iki davacıyı da yakından ilgilendirmekte ve sözleşmenin eksik ifası bu kişilerin hukukça korunan değerlerini doğrudan etkilemektedir.

Bu nedenledir ki, sözleşmeye taraf olmayan bu davacılar ile diğer davacı arasında vekâletsiz iş görme hükümlerinin söz konusu olup olmadığının irdelenmesi gerekir.

Davacı A.. İ….., dava dayanağı sözleşmeyi diğer iki davacının düğün merasimleri için yapmış; bu merasim diğer iki davacının varlığıyla gerçekleşmiştir. Sözleşmenin konusunu kendi düğün merasimleri teşkil ettiğine göre, gelin ve damat konumundaki davacılar başlangıçta sözleşmede taraf olmasa da, gerek merasime katılmak gerekse eldeki davayı diğer davacı ile birlikte sözleşmeye dayalı olarak açmak suretiyle, bu sözleşmenin aynı zamanda kendileri adına da akdedilmesine ve yapılan işe icazet vermişlerdir.

O halde, davacı A.. İ…. ile diğer davacılar arasındaki ilişkinin vekaletsiz iş görme olduğu, verilen icazet karşısında da bu ilişkiye başından itibaren vekalet hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Bu hali ile davacılara vekaleten yapıldığı kabul edilen sözleşmenin karşı tarafı davalı Ş…….. ve O…….. Ltd. Şti., akdettiği bu sözleşme nedeniyle davacılara karşı da sorumludur. Dolayısıyla, davanın yasal dayanağını çok açık biçimde haksız fiil değil, sözleşme hükümleri ve bu sözleşmenin eksik ifası oluşturmaktadır.

Diğer davalı Ö…. F……. Ltd. Şti.’nin durumuna gelince; bu davalı ile davacılar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmamakla birlikte, sözleşmede kiralayan şirket kendi fotoğrafçısının bulunduğunu, fotoğraf ve video çekim işlerinin bu fotoğrafçı tarafından yapılacağını taahhüt etmiş; sonuçta düğün merasiminin fotoğraf ve video çekimleri Ö…. F……. Ltd. Şti tarafından gerçekleştirilmiştir. Böylece, davalı şirket davacıların görüntüsünün çekilmesi ve davacılar tarafından da buna onay verilmesi ile sözleşme gereğince kendisi adına diğer davalı tarafından taahhüt edilen işi eksik de olsa yapmakla, bu davalının da diğer davalı yanında sorumlu olacağının, bu sorumluluğun da kurulan sözleşme ilişkisinden kaynaklandığının kabulü gerekir.

Sözleşme hükümlerine aykırılık hallerinde de, bu aykırı davranışın kişilik haklarını ihlal etmesi ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde öngörülen koşulların varlığının sabit olması durumunda, manevi tazminata hükmedileceğinde kuşku bulunmamasına göre; davalıların sözleşmedeki edimlerini eksik ifaları nedeniyle davacıların kişilik haklarının zedelenip zedelenmediği, manevi zararlarının doğup doğmadığı ve dolayısıyla da manevi tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği de ayrıca irdelenmelidir.

Sözleşmenin konusunu düğün merasimi teşkil ettiğine ve davalılar bu merasimin video çekimlerini yapıp, davacılara teslimi üstlendiklerine göre, bu edimin yerine gelmemesinin davacıların kişisel değerleri üzerindeki etkisinin belirlenmesinde, düğün merasiminin davacı taraf yönünden anlam ve önemi üzerinde durulmalıdır.

Düğün merasimi insan yaşamında özel bir öneme sahip olduğu gibi, tekrarlanması ve telafisi mümkün olmayan anları içermektedir. Böyle bir anın kayıt altına alınmasındaki amaç ta bu anların ölümsüzleştirilmesi ve ileri de bu özel duyguların hatırlanmasıdır. Düğün merasimi yapılan davacılar yönünden, bu denli önem taşıyan anların kayıtlarının yapılmaması veya yapılıp da teslim edilmemiş olması ve bunun telafisinin de mümkün olmamasının kişide yaratacağı üzüntü ve elem hayatın olağan akışına uygun olmakla; davacıların kişilik haklarının zedelendiğinin, manevi zararlarının gerçekleştiğinin, dolayısıyla manevi tazminat istemekte haklı olduklarının kabulü gerekir.

Hal böyle olunca, mahkemece, Özel Daire bozma ilamına uyularak; sözleşmeye dayalı eldeki davada davacıların aktif, diğer davalı yanında davalılardan Ö…. F……. Ltd. Şti.’nin de pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, dolayısıyla davalıların davacılara karşı sorumluluğunun varlığının kabulü ile; hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalınmak üzere, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalıların edimlerini yerine getirmemiş olmalarının davacılarda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesi, istek sahiplerinin toplumdaki yeri, kişiliği, hassasiyet derecesi, sözleşmeyi ihlalin niteliği göz önüne alınarak davacılar yararına davalılar aleyhine makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, aksine gerekçelerle davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle, bozma ilamında ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerle, direnme kararının bozulması gerekir.

S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 30.11.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

Paylaş: